bugün
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek42
- düşün ki o bunu okuyor17
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi13
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz21
- iğrenç bir his tarif et30
- sözlük kızlarının saç rengi18
- anın görüntüsü9
- icardi190510
- galatasaray12
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı17
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat10
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek21
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak17
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj14
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- bir türlü ısınmayan ayaklar9
- en yaşlı özelliğiniz14
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks22
- insanlar melek mi şeytan mı10
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız15
- hemşire kızlar nasıl oluyor27
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi10
- içip içip entry girmek8
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır10
- emar15
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
entry'ler (23)
Şahısları kız, adam ve ben olarak kodlayacağım. içime doğdu her halde burada da kendimi 3. sıraya koydum.
Sevgilimin beni aldatmaya kalktığı gün mesajlaşmalarını yakaladım.
Ne mi oldu dersiniz. Hiç bir açıklaması yoktu. Her şey planlı gibiydi. Ben sanki iki kişinin arasına girmiştim.
Hepimiz aynı hastanede farklı bölümlerde çalışıyoruz. Ama adam ile kız sürekli aynı nöbette.
Benim nöbetlerim arada bir eşleşiyor onlarla. Tüm nöbetleri birleştirdiğim ay dananın kuyruğu koptu.
ilişkimiz başlamadan önce kız her gün adamın bulunduğu kabine giderdi. Adam şoför kabininde uyurdu hep.
Aslında aralarındaki yakınlaşmayı sezmiştim. Yine de adam evli barklı olduğu için ihtimal vermiyordum ve ben de yıllardır yalnızdım.
Bir kaç kez özellikle kabine gittiği zamanlar peşinden gittim. Beni sert bir şekilde kovmuştu. "Özel konuşuyoruz çıkar mısın bi!"
Sürekli el kol şakaları. Kız terliklerini çıkarır ayağını adamın göbeğine kadar uzatırdı. (Bunu adamın eşi görse normal karşılar mı sizce ?) Sanmıyorum.
Yine de adam evli olduğu için ihtimal vermiyordum bir şeyler olabileceğine. Yıllardır hayatıma kimse girmemişti. Hala bu kafadayım falan.
Git gide daha çok hoşlanıyordum kızdan. Kızın hareketleri gereğinden fazla insanlara yakın uzak dur! diyorlardı. Hiç dinlemedim.
Sevgili olduğumuz gün söylediğim şeylerden biri "Bu adamdan uzak dur" Nöbet günlerimiz farklı olduğu için takip edemiyorum tabi.
insanların özel eşyalarını kurcalamak ya da baskı yapmak gibi huylarım yoktu. Taa ki şüphe beni yeyip bitirene kadar.
Adam bir gece nöbette kıza uzaktan seslendi. "Ayran mı içtik Kız?"
Çünkü benim yüzümden kız adamla konuşamıyor, kabine gidemiyordu artık.
Bir gün hastaneye beraber gidiyoruz el ele. Adamı gördüğü anda elimi bir bırakışı var,
sanarsın adama karşı suç işlemiş. Ona karşı bir sorumluluğu var. Bir sihirbaz eli bu kadar hızlı değil. Şüphelerim artıyor.
Adam bizi her gördüğünde imalı imalı bakardı.
Hemen kızın yüzüne dönerdim. O da arkasından üzgünüm der gibi bakıyordu.
Olay gününden bir kaç gün önce adamı ısırdığını söyledi bana.
Bu noktada tamamen koptum. Sadece şüphe aldı bütün benliğimi.
Daha önceki fotoğraflarına ve videolarına baktım. Adam kızın pansumanını yapıyor ama içine girmiş bir şekilde.
Çenesi kızın dirseğine temasta. Başka bir zamanda kıza enjeksiyon yapılırken korkmasın diye tamamen üzerine yatmış.
Geçmiş dönemlerle ilgili bir kaç kişiyle konuştum. Herkes ikisi arasındaki münasebetin biraz fazla olduğunu söylüyordu. Aynı ortamda çalışan bir arkadaşım sürekli imalı imalı bırak şu kızı diyordu hep.
Başka bir arkadaşım sürekli "tehlikeli sularda yüzüyorsun böyle kızlar hep arayışta olur." (Kız nişanlısından ayrılmıştı.)
Olaydan bir iki gün sonra adam bana ne dedi beğenirsiniz ? Biz sana tehlikeli sularda yüzüyorsun derken bunu kastediyorduk.
E o. evladı tehlikeli sularda yüzüyorum anladık tamam peki "sevgilin bize gelirse biz de onu beceririz" demek mi oluyor bu ?
Bir sabah kahvaltıda kızın ağzından şöyle bir söz çıktı. "Hepinizin Allah belasını versin" Hepimizin ? Kim bu hepimiz ?
Detaylara çok takılan bir insanım. Zaten şüphe duygum çığırından çıkmış. Uyuduğu gibi telefonunu kurcaladım.
Mesajları yakaladım. O kadar iğrenç ki içeriği. Tek düşünebildiğim iki kişinin arasına girmişim resmen.
Adamın metresi olduğuna inandım ilk bakışta ve bu düşüncem aylarca değişmedi.
Mesajlarda bir birlerini özlediklerini dile getirmişler. Her şey ulu orta olduğu için ikisiyle de konuştum.
Resmen dalga geçtiler. Bir birleriyle iletişimleri olduğu çok belliydi.
Kız bana "sohbeti özlersin arkadaşlığı özlersin gibi saçma sapan şeyler söyledi" tabi ki inanmadım.
Adam daha büyük baskı altındaydı. işte "hastanede küçük maceralar falan" bir daha düşmem o kaşarın oyunlarına.
Bir başka gün kız zaten böyle biriydi dedi adam. Daha önce başkalarıyla da münasebeti oldu. "Birini benim gözümün önünde yaşadı."
Birisi de son anda kurtuldu kızdan o adam da evliydi. Tırnak içindeki cümleye dikkat. Siz neydiniz peki o zaman ? Aklıma direk "Her şeye rağmen özleniyorsun mesajı geldi."
Adam ile sürekli konuşup darlıyordum. Her defasında başka bir itiraf çıkıyordu ağzından. Bir ara bir personel bunun göbeğine vurmuş ve kız da kıskandım diye mesaj atmış. (peki özledim kısmını nasıl yalanlayabildiniz buna göre?)
ikisine de inanmadım çünkü burada oyuna düşen bendim. Kız beni kullanarak belki de daha rahat yaklaşabildi adama.
Bunu kanıtlayamam. Ama aksi de kanıtlanamaz.
Mesajları yakaladığım günün akşamı pikniğe gidip adamın karısıyla aynı masada yemek yemiş.
Ertesi gece de adamdan özür dileyip abi ne olacak bizim yarım kalan iş diye sormuş.
Kız bana hiç açıklama yapmadı. Gidip adamla hastanede beraber akşam yemeği yedi. Tek başına oturan adamın yanına gidip çayını uzattı. Rahatlıkla yüzüne baktı yani. (Aynı dönemde de daima benim yanımda olacağını söyledi af mesajları falan) yemedim.
Kız bana sarılacağı zaman ya da güvende hissettiği zaman kollarını yana açıp gerinir. Bir gece kahvaltısına çıkarken adama bu şekilde gittiğini gördüm.
(kurmaca mi ? doğru çıktı.)
Adam ben ilişkin bitti sanmıştım dedi bana. Halbuki kız mesajda "birisi varken başkasını istemek" yazmıştı. (öncesinde kabine geldi neler neler söyledi dedi bir de)
Gelip benimle iletişim kurmaya zorluyordu ama bir yandan da adam ile beraber vakit geçiriyordu hastanede.
Ortada affedilecek birisi bile yoktu aslında.
Çünkü benimle zerre alakası yoktu kızın.
Bana olan ilgisinin düştüğünü de zaten anlamıştım.
Hep bunu anlatmasını bekledim.
Ama o farklı bir yol tercih etti.
Ben işi bıraktım onlar ellerini kollarını sallayarak devam ediyor.
En son yüzüne tekrar vurduğumda utanmıyorum dedi.
Tamam hepimiz hayatımıza devam ediyoruz kabul.
Ama gerçekten nasıl bu kadar olabiliyorsunuz. Ne yaşarsan yaşa bu seni bu derece seviyesiz yapar mı ?
Nişanlısından ayrılmışmış. Ben 13 sene tek bir kızı sevdim. Daha sonrasında ilk hoşlandığım kız trafik kazası geçirdi.
Belki de hayatımda tanışabileceğim en karaktersiz iki insanla tanıştım.
Silmiştim arkadaşlar tekrar yazma ihtiyacı duydum.
Sevgilimin beni aldatmaya kalktığı gün mesajlaşmalarını yakaladım.
Ne mi oldu dersiniz. Hiç bir açıklaması yoktu. Her şey planlı gibiydi. Ben sanki iki kişinin arasına girmiştim.
Hepimiz aynı hastanede farklı bölümlerde çalışıyoruz. Ama adam ile kız sürekli aynı nöbette.
Benim nöbetlerim arada bir eşleşiyor onlarla. Tüm nöbetleri birleştirdiğim ay dananın kuyruğu koptu.
ilişkimiz başlamadan önce kız her gün adamın bulunduğu kabine giderdi. Adam şoför kabininde uyurdu hep.
Aslında aralarındaki yakınlaşmayı sezmiştim. Yine de adam evli barklı olduğu için ihtimal vermiyordum ve ben de yıllardır yalnızdım.
Bir kaç kez özellikle kabine gittiği zamanlar peşinden gittim. Beni sert bir şekilde kovmuştu. "Özel konuşuyoruz çıkar mısın bi!"
Sürekli el kol şakaları. Kız terliklerini çıkarır ayağını adamın göbeğine kadar uzatırdı. (Bunu adamın eşi görse normal karşılar mı sizce ?) Sanmıyorum.
Yine de adam evli olduğu için ihtimal vermiyordum bir şeyler olabileceğine. Yıllardır hayatıma kimse girmemişti. Hala bu kafadayım falan.
Git gide daha çok hoşlanıyordum kızdan. Kızın hareketleri gereğinden fazla insanlara yakın uzak dur! diyorlardı. Hiç dinlemedim.
Sevgili olduğumuz gün söylediğim şeylerden biri "Bu adamdan uzak dur" Nöbet günlerimiz farklı olduğu için takip edemiyorum tabi.
insanların özel eşyalarını kurcalamak ya da baskı yapmak gibi huylarım yoktu. Taa ki şüphe beni yeyip bitirene kadar.
Adam bir gece nöbette kıza uzaktan seslendi. "Ayran mı içtik Kız?"
Çünkü benim yüzümden kız adamla konuşamıyor, kabine gidemiyordu artık.
Bir gün hastaneye beraber gidiyoruz el ele. Adamı gördüğü anda elimi bir bırakışı var,
sanarsın adama karşı suç işlemiş. Ona karşı bir sorumluluğu var. Bir sihirbaz eli bu kadar hızlı değil. Şüphelerim artıyor.
Adam bizi her gördüğünde imalı imalı bakardı.
Hemen kızın yüzüne dönerdim. O da arkasından üzgünüm der gibi bakıyordu.
Olay gününden bir kaç gün önce adamı ısırdığını söyledi bana.
Bu noktada tamamen koptum. Sadece şüphe aldı bütün benliğimi.
Daha önceki fotoğraflarına ve videolarına baktım. Adam kızın pansumanını yapıyor ama içine girmiş bir şekilde.
Çenesi kızın dirseğine temasta. Başka bir zamanda kıza enjeksiyon yapılırken korkmasın diye tamamen üzerine yatmış.
Geçmiş dönemlerle ilgili bir kaç kişiyle konuştum. Herkes ikisi arasındaki münasebetin biraz fazla olduğunu söylüyordu. Aynı ortamda çalışan bir arkadaşım sürekli imalı imalı bırak şu kızı diyordu hep.
Başka bir arkadaşım sürekli "tehlikeli sularda yüzüyorsun böyle kızlar hep arayışta olur." (Kız nişanlısından ayrılmıştı.)
Olaydan bir iki gün sonra adam bana ne dedi beğenirsiniz ? Biz sana tehlikeli sularda yüzüyorsun derken bunu kastediyorduk.
E o. evladı tehlikeli sularda yüzüyorum anladık tamam peki "sevgilin bize gelirse biz de onu beceririz" demek mi oluyor bu ?
Bir sabah kahvaltıda kızın ağzından şöyle bir söz çıktı. "Hepinizin Allah belasını versin" Hepimizin ? Kim bu hepimiz ?
Detaylara çok takılan bir insanım. Zaten şüphe duygum çığırından çıkmış. Uyuduğu gibi telefonunu kurcaladım.
Mesajları yakaladım. O kadar iğrenç ki içeriği. Tek düşünebildiğim iki kişinin arasına girmişim resmen.
Adamın metresi olduğuna inandım ilk bakışta ve bu düşüncem aylarca değişmedi.
Mesajlarda bir birlerini özlediklerini dile getirmişler. Her şey ulu orta olduğu için ikisiyle de konuştum.
Resmen dalga geçtiler. Bir birleriyle iletişimleri olduğu çok belliydi.
Kız bana "sohbeti özlersin arkadaşlığı özlersin gibi saçma sapan şeyler söyledi" tabi ki inanmadım.
Adam daha büyük baskı altındaydı. işte "hastanede küçük maceralar falan" bir daha düşmem o kaşarın oyunlarına.
Bir başka gün kız zaten böyle biriydi dedi adam. Daha önce başkalarıyla da münasebeti oldu. "Birini benim gözümün önünde yaşadı."
Birisi de son anda kurtuldu kızdan o adam da evliydi. Tırnak içindeki cümleye dikkat. Siz neydiniz peki o zaman ? Aklıma direk "Her şeye rağmen özleniyorsun mesajı geldi."
Adam ile sürekli konuşup darlıyordum. Her defasında başka bir itiraf çıkıyordu ağzından. Bir ara bir personel bunun göbeğine vurmuş ve kız da kıskandım diye mesaj atmış. (peki özledim kısmını nasıl yalanlayabildiniz buna göre?)
ikisine de inanmadım çünkü burada oyuna düşen bendim. Kız beni kullanarak belki de daha rahat yaklaşabildi adama.
Bunu kanıtlayamam. Ama aksi de kanıtlanamaz.
Mesajları yakaladığım günün akşamı pikniğe gidip adamın karısıyla aynı masada yemek yemiş.
Ertesi gece de adamdan özür dileyip abi ne olacak bizim yarım kalan iş diye sormuş.
Kız bana hiç açıklama yapmadı. Gidip adamla hastanede beraber akşam yemeği yedi. Tek başına oturan adamın yanına gidip çayını uzattı. Rahatlıkla yüzüne baktı yani. (Aynı dönemde de daima benim yanımda olacağını söyledi af mesajları falan) yemedim.
Kız bana sarılacağı zaman ya da güvende hissettiği zaman kollarını yana açıp gerinir. Bir gece kahvaltısına çıkarken adama bu şekilde gittiğini gördüm.
(kurmaca mi ? doğru çıktı.)
Adam ben ilişkin bitti sanmıştım dedi bana. Halbuki kız mesajda "birisi varken başkasını istemek" yazmıştı. (öncesinde kabine geldi neler neler söyledi dedi bir de)
Gelip benimle iletişim kurmaya zorluyordu ama bir yandan da adam ile beraber vakit geçiriyordu hastanede.
Ortada affedilecek birisi bile yoktu aslında.
Çünkü benimle zerre alakası yoktu kızın.
Bana olan ilgisinin düştüğünü de zaten anlamıştım.
Hep bunu anlatmasını bekledim.
Ama o farklı bir yol tercih etti.
Ben işi bıraktım onlar ellerini kollarını sallayarak devam ediyor.
En son yüzüne tekrar vurduğumda utanmıyorum dedi.
Tamam hepimiz hayatımıza devam ediyoruz kabul.
Ama gerçekten nasıl bu kadar olabiliyorsunuz. Ne yaşarsan yaşa bu seni bu derece seviyesiz yapar mı ?
Nişanlısından ayrılmışmış. Ben 13 sene tek bir kızı sevdim. Daha sonrasında ilk hoşlandığım kız trafik kazası geçirdi.
Belki de hayatımda tanışabileceğim en karaktersiz iki insanla tanıştım.
Silmiştim arkadaşlar tekrar yazma ihtiyacı duydum.
-Metre kelimesini cümle içinde kullanın şimdi çocuklar.
-Babamın metresi var.
Ve akşam defter kontrol edilir.
-Babamın metresi var.
Ve akşam defter kontrol edilir.
Sadece argümanıma karşı oluşan mimiklere inanırım. Laf salatası daima yalan içerir. Zaten kimse de gelip ben kötüyüm demez. Değil mi ?
bence hepimiz güçlüyüz. sadece bazılarımız bilerek aptallık yapıyor. hepimiz gerçekleri görebilecek kadar akıllıyız ama yalanı daha çok seviyoruz.
24 saati bir bütün olarak değerlendiremiyoruz.
hepimiz ahkam kesiyoruz gelecek planları ile ilgili
ama en çok anlık zevklere tutuluyoruz.
yapımız böyle
dünya iyi niyetlilerin kaybetmesi için biçilmiş kaftan.
bir birimizi bile başkalarından öğrenmeye çalışıyoruz. aslında dürüst olsak her şey çözülecek.
en basit bir şeyde bile yalan söyleme isteği.
bizi bir beklenti çukuru içerisine atıyorlar yetişkin olunca.
kadın erkek ilişkilerinde olsun iş hayatında olsun sürekli bir hesap verme zorunluluğu.
yetersiz hissedenler direk yalana başvuruyor
dikkatimi çeken şu.
bir kere yalan söylediğin zaman her hangi bir şeye dair, bir daha onu kontrol edemiyorsun.
aslında o ilişki, o iş, o hayat orada bitiyor.
sadece uzuyor biraz katlanıyorsun falan.
biz güçlüyüz ama
yalan olgusu daha güçlü.
24 saati bir bütün olarak değerlendiremiyoruz.
hepimiz ahkam kesiyoruz gelecek planları ile ilgili
ama en çok anlık zevklere tutuluyoruz.
yapımız böyle
dünya iyi niyetlilerin kaybetmesi için biçilmiş kaftan.
bir birimizi bile başkalarından öğrenmeye çalışıyoruz. aslında dürüst olsak her şey çözülecek.
en basit bir şeyde bile yalan söyleme isteği.
bizi bir beklenti çukuru içerisine atıyorlar yetişkin olunca.
kadın erkek ilişkilerinde olsun iş hayatında olsun sürekli bir hesap verme zorunluluğu.
yetersiz hissedenler direk yalana başvuruyor
dikkatimi çeken şu.
bir kere yalan söylediğin zaman her hangi bir şeye dair, bir daha onu kontrol edemiyorsun.
aslında o ilişki, o iş, o hayat orada bitiyor.
sadece uzuyor biraz katlanıyorsun falan.
biz güçlüyüz ama
yalan olgusu daha güçlü.
20 dünya iyisi insan bir sınıfa giriyor, tanışıyor, güler yüzler, sevgi seli, aman tanrım ne güzel enerjiler derken sene sonunda 4 orospu evladı, 3 karaktersiz, 5 aylak şımarık piç, 6 iç sıkıntılı aptal 2 tane vasıflı insan olarak hayata giriş yapıyor. Sorun nerede ?
saklambaç oynardık düzenli. özellikle geceleri. manyağın biri gece diye dümdüz yola yatardı. birisi anneannemin çatısına çıkıp çekirdek yerdi. birisi incir ağacına çıkardı. ebe kim ise canı çıkardı.
alman diye tabir ettiğimiz bir oyun vardı. topu sektirip sektirip kalecinin üstüne abanıyorsun. bizimkiler kale diye kullandığımız durağın üzerindeki çiviye vurdurup topu patlatmaya çalışırdı.
lojmanlarda oturuyorduk. hepimize sapan yaptırmıştı kenan albay. bell bir mesafeye şişeleri koyup nişan alırdık. her defasında bir puşt çıkar, aramızdan birisine sıkar ve kavgaya sebep olurdu. (öncüsü benim çaktırmayın.)
boncuklu tabancalarla mutlaka bir birimize sıkardık. cansız varlık nişan aldığımızı hatırlamam.
bir avuç manyak beraber yetiştik.
ne beklersin böyle çocuklardan.
alman diye tabir ettiğimiz bir oyun vardı. topu sektirip sektirip kalecinin üstüne abanıyorsun. bizimkiler kale diye kullandığımız durağın üzerindeki çiviye vurdurup topu patlatmaya çalışırdı.
lojmanlarda oturuyorduk. hepimize sapan yaptırmıştı kenan albay. bell bir mesafeye şişeleri koyup nişan alırdık. her defasında bir puşt çıkar, aramızdan birisine sıkar ve kavgaya sebep olurdu. (öncüsü benim çaktırmayın.)
boncuklu tabancalarla mutlaka bir birimize sıkardık. cansız varlık nişan aldığımızı hatırlamam.
bir avuç manyak beraber yetiştik.
ne beklersin böyle çocuklardan.
Sevgilinizin günlüğü varsa okumaya çalışın. Çünkü sözlerinize içten inanıldığı ve eğer ki bir başkasıyla kıyaslandıysanız, bunun en samimi olduğu tek yer orası. Bir kaç tecrübeden sonra hayat orospuluk/pezevenklik mücadelesine dönüşüyor.
Bugün sizlere bir bulbasaur tasosu için yediğim dayağı anlatacağım.
18 yıl önce tarihte bugün. işte 10 yaşına bastık ya amk tüm
işler bize kakalanıyor. Elektrik faturası su faturası.
Canım anam verdi kredi kartını. "Al dedi 20 lira çekeceksin,
fişiylen beraber getireceksin."
Çıktım neyse çarsıya gidiyorum. Bir baktım ezeli düşmanım Taner Fatih Cesur.
Biliyorum onda bulbasaur var. Kapışmam lazım. Kekecem. Bizde kekilirdi.
2000-2001 senesinden bahsediyoruz. Taso/futbolcu kartı savaşlarının rus ruletinden
daha tehlikeli olduğu dönemler.
Puşt israfil vardi bizim. bilerek küçük taşların üzerine yerleştirip
tek vuruşta kekiyormus küçük çocukları. A. koyduk onun.
Neyse rekabet büyük. Uzun sürüyor oyun haliyle. Anam meraklanmış olacak
çıkmış evden. Şans eseri yokuştan inerken gördüm.
Gitti bulbasaur falan kalmadı. Korkudan başladım bankaya doğru koşmaya.
kalabalık aylar 1000m engelli koşu. Düşüp yakalanırsam bankaya gidip eve dönene kadar dayak.
Amk ATM si dokunmatikmiş. Yapıştırdım yanlışlıkla 200 milyonu.
Nasıl geri verip 20 milyon alabilirim ki diye düşünürken bir ses geldi ama
yönünü anlayamadım. Bereket annem tek atıp bayıltıyor. Böyle durumlarda acı hissetmiyorsun.
Eve gittik bağırış çağırış. 200 milyon çektim diye bir saat sopa, üstüne taso oynadım diye yine sopa
ama ben hala bulbasaur tasosunu düşünüyorum.
Çok güzeldi abi yeşil yeşil. Oyunda da daima Bulbasaur seçerdim.
18 yıl önce tarihte bugün. işte 10 yaşına bastık ya amk tüm
işler bize kakalanıyor. Elektrik faturası su faturası.
Canım anam verdi kredi kartını. "Al dedi 20 lira çekeceksin,
fişiylen beraber getireceksin."
Çıktım neyse çarsıya gidiyorum. Bir baktım ezeli düşmanım Taner Fatih Cesur.
Biliyorum onda bulbasaur var. Kapışmam lazım. Kekecem. Bizde kekilirdi.
2000-2001 senesinden bahsediyoruz. Taso/futbolcu kartı savaşlarının rus ruletinden
daha tehlikeli olduğu dönemler.
Puşt israfil vardi bizim. bilerek küçük taşların üzerine yerleştirip
tek vuruşta kekiyormus küçük çocukları. A. koyduk onun.
Neyse rekabet büyük. Uzun sürüyor oyun haliyle. Anam meraklanmış olacak
çıkmış evden. Şans eseri yokuştan inerken gördüm.
Gitti bulbasaur falan kalmadı. Korkudan başladım bankaya doğru koşmaya.
kalabalık aylar 1000m engelli koşu. Düşüp yakalanırsam bankaya gidip eve dönene kadar dayak.
Amk ATM si dokunmatikmiş. Yapıştırdım yanlışlıkla 200 milyonu.
Nasıl geri verip 20 milyon alabilirim ki diye düşünürken bir ses geldi ama
yönünü anlayamadım. Bereket annem tek atıp bayıltıyor. Böyle durumlarda acı hissetmiyorsun.
Eve gittik bağırış çağırış. 200 milyon çektim diye bir saat sopa, üstüne taso oynadım diye yine sopa
ama ben hala bulbasaur tasosunu düşünüyorum.
Çok güzeldi abi yeşil yeşil. Oyunda da daima Bulbasaur seçerdim.
inananlar için daha kârlı olacak durum.
tanrı varsa inançlı insanlar için yaşam formu ne olursa olsun bir şeyler devam edecek.
tanrı yoksa inanan da inanmayan da bitti gitti.
tanrı varsa inançlı insanlar için yaşam formu ne olursa olsun bir şeyler devam edecek.
tanrı yoksa inanan da inanmayan da bitti gitti.
para önemlidir.
ama önemli olan paranın gücünü henüz algılayamamış birisiyle ilişkiye başlamaktır.
ama önemli olan paranın gücünü henüz algılayamamış birisiyle ilişkiye başlamaktır.
iyi ara pas atarlar.
aynı anda on kişiyi sevmek de mümkündür ilgiye tepki çünkü bu. biraz beyni zorlayıp bunun aşk ya da sevgi mertebesine çıkamayacağını görebilmek lazım. biliyoruz ki ilgi sevgi geçicidir. durmasını bilene karakterli insan yalancı olanlarına da orospu/pezevenk diyoruz.
keşke yaşanmasaydı.
(bkz: #40198474)
(bkz: #40198474)
acıyı dindirme arayışına kötü yolu seçerek başlayan gençlerimizi dile getirmek istemiş sanırım arkadaş.
ama faciaya dönüşmüş. ben bir çilesini yaşadım.
(bkz: #40198474)
ama faciaya dönüşmüş. ben bir çilesini yaşadım.
(bkz: #40198474)
saçınız seyrek ve ince telli ise şayet kesinlikle duyacağınız cümle.
29 yaşındayım. hiç bir kız arkadaşıma yapmadım bunu. en sonuncusunun telefonunu kurcalamaya kalktım neden bilmiyorum içime mi doğdu. puştun biriyle iğrenç mesajlaşmalarını yakaladım. şu telefonlardan gerçekten kurtulmak lazım.
ne garip insan zihninde yaşamak.
yüce bir varlık olarak dünyaya geliyorsun.
kimisi tapıyor,
kimisi tahtını yakıyor.
insan kendisini zayıf gösteren
ya da yanında zayıf göründüğü
insanı,
istemiyor.
ama gerçek hayat objektiflerinden bir bakıyorsun,
kimsenin bir bok olduğu yok.
yüce bir varlık olarak dünyaya geliyorsun.
kimisi tapıyor,
kimisi tahtını yakıyor.
insan kendisini zayıf gösteren
ya da yanında zayıf göründüğü
insanı,
istemiyor.
ama gerçek hayat objektiflerinden bir bakıyorsun,
kimsenin bir bok olduğu yok.
yatırımı duygulara yapmaktır. gelen geçen saplar. yediğin kazıklardan tecrübe achivement'ını kazanırsın.